Rümeysa
Forum Üyesi
- Katılım
- 22 Eyl 2022
- Mesajlar
- 1,470
- Puanları
- 0
Abdulkadir Geylani (kuddise sirruhu)'dan hikmetli sözler
- Allah'ın muhabbetinde samimi olan, ne ayıp işitir ne de kulağına ayıp gider.
- Müminin âdeti önce düşünüp sonra konuşmaktır. Münafık ise önce konuşur, sonra düşünür.
- Kendine bir ağırlık veren kimsenin hiçbir ağırlığı yoktur.
- Hüzünsüz bir neşe ve darlıksız bir bolluk olmaz.
- İnsan Allah'a kalıbıyla değil, kalbiyle ibadet eder.
- Tasavvuf yolu zahirî ve batınî hükümlere riayet etmeyi ve her şeyden fâni olmayı gerektirir.
- Yerini bilmeyene kader yerini öğretir.
- Sahte rabler boyundan çıkarılıp atılmadıkça, sebeplerle ilişik kesilmedikçe, fayda ve zararı insanlardan bilmeyi terk etmedikçe kurtuluş mümkün değildir.
- Kuran'dan, hakkında tartışarak değil, içindekilerle amel ederek faydalanın!
- Kalp salih olunca daimi zikir elde edilir ve kalbin her tarafına Hakk'ın zikri yazılır. Böyle bir kalbin sahibinin gözleri uyuyabilir ama kalbi Rabbini zikreder.
- Sabır, hayrın temelidir.
- Sağlam bir kalp tevhid, tevekkül, yakin, tevfik, ilim, iman ve kurbiyet ile dolar.
- Mürit tövbesinin gölgesinde, murat ise Rabbinin inayetinin gölgesinde kaimdir.
- İnanan kimse Allah'tan başka kimseden korkmaz ve başkasından hiçbir şey beklemez.
- Zahir fıkhını öğren, sonra batın fıkhına yönel!
- Zahir ilimleri, görünen kısmın ışığıdır. Batın ilimleri ise görünmeyen kısmın.
- Kaderin gelmesinden rahatsız olma, onu kimse döndüremez ve kimse engel olamaz. Takdir olunan şey mutlaka gerçekleşir.
- Salihlerin kalpleri faydayı da zararı da Rablerinden bilir.
- Züht ve tevhidi sağlam olan kişi, halkın elini ve varlığını görmez. Allah'tan başka veren ve üstün kılan görmez.
- Sıddîk gözünün, güneş ve ayın değil, Allah'ın nuruyla bakar.
- Hayânın hakikati, yalnızlıkta ve toplulukta Rab'dan utanmaktır.
- Kalp sırra, sır da Hakk'a itimat ederek sükûn bulur.
- Her çeşit hayır Allah katında, her çeşit şer de başkalarının yanındadır.
- İnsanlar arasında zenginle fakir ayırımı yapan kurtuluşa eremez.
- Bütün insanlar seni kendi menfaati için ister. Allah ise seni senin menfaatin için ister.
- Tasavvuf yolu salihleri görüp onların sohbetlerini ezberlemekle kat edilmez.
- Resulullah hariç her mahluk perdedir; Resulullah ise kapıdır.
- Hak'tan korkanın korkusu arttıkça kalbi ona korkuyu unutmayı öğretir. Onu Hakk'a yakınlaştırır. Ona müjdeler verir.
- Sufîlerden biri demiş ki: "Fâsığın yüzüne ancak arif kullar güler."
- Bir şeyi hatırlamak Allah'ı unutturuyorsa, o şey o kişi için uğursuzdur.
- Kulun kalbi Rabbine erince Rabbi onu kimseye muhtaç etmez.
- Sufîlerin geceleri gece, gündüzleri de gündüz değildir.
- Sufîler 'niçin'i, 'nasıl'ı, 'yap'-'yapma'yı unutarak, kendilerini Rablerinin önüne atmışlardır.
- Sufîler ahirete göre akıllı, dünyaya göre delidirler.
- Hakk'ı bulursan eşyayı ondan görürsün. Ne düşmanın kalır, ne üzerinde hakkın olan biri.
- Allah'ı bilen kimsenin O'na karşı iradesi kalmaz.
- Allah'a ancak O'ndan başka her şeyi terk eden kimseler yaklaşabilir.
- Teslim ol, rahat bul!
- Allah'ı arayan O'nu bulur.
- Faydayı ve zararı Allah'ın dışındakilerden bilenler Allah'ın kulu değildir.
- Sufîlerden biri demiş ki: "İnsanlar hakkında Allah'a uy, Allah hakkında insanlara uyma!"
- O'nun uğrunda mücahede edene O hidayet yollarını gösterir.
- Veliliğin şartı gizlenmek, nebiliğin şartı açıklamaktır.
- Nasibin olanı kaybetmezsin, onu senden başkası yiyemez. O başkasının nasibi olmaz.
Nasibini ona hırs göstermekle elde edemezsin.
-Günahların kötü bir kokusu vardır. Allah'ın nuru ile bakanlar bunu anlar, fakat halktan gizler, onları rezil etmezler.
- Akıllı kimse ölümü düşünen ve kaderin getirdiğine razı olandır.
- Allah Teâlâ rızıkların taksimini bitirmiştir. Rızıkta zerre miktarı artma ve eksilme olmayacaktır.
- Dünya herkesi boğacak kadar engin bir denizdir.
- Şöyle denilmiştir: "Şeriatın şahitlik etmediği her hakikat zındıklıktır."
- Allah'ı tanıyan O'nu sever. O'nu seven O'na uyar.
- Zahid olan kalptir, ceset değil
- İlim kılıç, amel el gibidir. El olmadan kılıç kesmez. Kılıç olmadan da el kesmez.
- Belalar kula Cenab-ı Hakk'ın kapısını çalmayı öğretir.
- Derdi de yaratan O'dur, devayı da. O kendisini öğretmek için belaya müptela kılar. Böylece hem bela verebileceğini, hem de bunu kaldırabileceğini gösterir.
- Rabbinizin kereminden dileyin, icabet etse de etmese de O'ndan isteyin. Çünkü O'ndan istemek ibadettir.
- O'nu tanısaydınız, O'nun önünde dilleriniz lal kesilirdi; kalpleriniz ve diğer uzuvlarınız her hâlinde edepli olurdu.
- Salihlerden birisine "Neyi arzu ediyorsun?" diye sorulduğunda, "Arzu etmemeyi arzu ediyorum." diye cevap verdi.
- Sufîlerin yolculukları Hakk'a kurbiyet ülkesinde son bulur.
- Allah'ın takdirini O'nun aleyhine delil yapmayın; çalışın, çabalayın.
- Kader üzerinde durup onu delil göstermemiz uygun değildir. Bilakis biz çalışır, çabalar ve ne itiraz ne de tembellik etmeyiz.
- Sufîler Allah Teâlâ'nın kendisinden başka bir şey istemezler. Onlar nimeti değil, nimet bahşedeni, halkı değil Hâlık'ı isterler.
- Sevenle sevmeyen rıza hâlinde değil, hoşnutsuzluk hâlinde belli olur.
- Marifet ve ilim, öz ile kabuğu birbirinden ayırır.
- Akıllı kişi, işlerin başlangıcına değil, sonucuna bakar.
- İnsanların çoğunun helaki, küçük günahları sebebiyledir.
- İlim öyle bir şeydir ki sen bütün varlığını ona adadığın zaman o sana ancak bir parçasını verir.
- Bilgi hayat, bilgisizlik ölümdür.
- Bu ilim [tasavvuf ilmi], kitap sayfalarından değil, Allah erlerinin ağzından alınır.
- Dünya hikmettir, ahiret ise kudret. Hikmet alet ve sebeplere ihtiyaç duyar, kudret ise duymaz.
- Mümin dünyada, zahid ahirette gariptir. Arif ise Allah'ın dışındaki her yerde gariptir.
- Dünya nefslerin, ahiret kalplerin, Allah ise sırların sevgilisidir.
- Arif, Allah'a her an bir öncekine göre daha yakındır.
- Arif hem dünyada, hem de ahirette yabancıdır.
- Nefsine hiçbir hâli ve makamı nispet etme!
- Âdemoğlunun başına gelen her türlü bela, Rabbinden şikâyet etmesi yüzündendir.
- Amelinin karşılığında ödüllendirilmeyi bekleyen, muhlis değildir.
-* Her şeyde O'nun isimlerinden bir isim mevcuttur, her şeyin ismi O'nun ismindendir.
- Allah'ın muhabbetinde samimi olan, ne ayıp işitir ne de kulağına ayıp gider.
- Müminin âdeti önce düşünüp sonra konuşmaktır. Münafık ise önce konuşur, sonra düşünür.
- Kendine bir ağırlık veren kimsenin hiçbir ağırlığı yoktur.
- Hüzünsüz bir neşe ve darlıksız bir bolluk olmaz.
- İnsan Allah'a kalıbıyla değil, kalbiyle ibadet eder.
- Tasavvuf yolu zahirî ve batınî hükümlere riayet etmeyi ve her şeyden fâni olmayı gerektirir.
- Yerini bilmeyene kader yerini öğretir.
- Sahte rabler boyundan çıkarılıp atılmadıkça, sebeplerle ilişik kesilmedikçe, fayda ve zararı insanlardan bilmeyi terk etmedikçe kurtuluş mümkün değildir.
- Kuran'dan, hakkında tartışarak değil, içindekilerle amel ederek faydalanın!
- Kalp salih olunca daimi zikir elde edilir ve kalbin her tarafına Hakk'ın zikri yazılır. Böyle bir kalbin sahibinin gözleri uyuyabilir ama kalbi Rabbini zikreder.
- Sabır, hayrın temelidir.
- Sağlam bir kalp tevhid, tevekkül, yakin, tevfik, ilim, iman ve kurbiyet ile dolar.
- Mürit tövbesinin gölgesinde, murat ise Rabbinin inayetinin gölgesinde kaimdir.
- İnanan kimse Allah'tan başka kimseden korkmaz ve başkasından hiçbir şey beklemez.
- Zahir fıkhını öğren, sonra batın fıkhına yönel!
- Zahir ilimleri, görünen kısmın ışığıdır. Batın ilimleri ise görünmeyen kısmın.
- Kaderin gelmesinden rahatsız olma, onu kimse döndüremez ve kimse engel olamaz. Takdir olunan şey mutlaka gerçekleşir.
- Salihlerin kalpleri faydayı da zararı da Rablerinden bilir.
- Züht ve tevhidi sağlam olan kişi, halkın elini ve varlığını görmez. Allah'tan başka veren ve üstün kılan görmez.
- Sıddîk gözünün, güneş ve ayın değil, Allah'ın nuruyla bakar.
- Hayânın hakikati, yalnızlıkta ve toplulukta Rab'dan utanmaktır.
- Kalp sırra, sır da Hakk'a itimat ederek sükûn bulur.
- Her çeşit hayır Allah katında, her çeşit şer de başkalarının yanındadır.
- İnsanlar arasında zenginle fakir ayırımı yapan kurtuluşa eremez.
- Bütün insanlar seni kendi menfaati için ister. Allah ise seni senin menfaatin için ister.
- Tasavvuf yolu salihleri görüp onların sohbetlerini ezberlemekle kat edilmez.
- Resulullah hariç her mahluk perdedir; Resulullah ise kapıdır.
- Hak'tan korkanın korkusu arttıkça kalbi ona korkuyu unutmayı öğretir. Onu Hakk'a yakınlaştırır. Ona müjdeler verir.
- Sufîlerden biri demiş ki: "Fâsığın yüzüne ancak arif kullar güler."
- Bir şeyi hatırlamak Allah'ı unutturuyorsa, o şey o kişi için uğursuzdur.
- Kulun kalbi Rabbine erince Rabbi onu kimseye muhtaç etmez.
- Sufîlerin geceleri gece, gündüzleri de gündüz değildir.
- Sufîler 'niçin'i, 'nasıl'ı, 'yap'-'yapma'yı unutarak, kendilerini Rablerinin önüne atmışlardır.
- Sufîler ahirete göre akıllı, dünyaya göre delidirler.
- Hakk'ı bulursan eşyayı ondan görürsün. Ne düşmanın kalır, ne üzerinde hakkın olan biri.
- Allah'ı bilen kimsenin O'na karşı iradesi kalmaz.
- Allah'a ancak O'ndan başka her şeyi terk eden kimseler yaklaşabilir.
- Teslim ol, rahat bul!
- Allah'ı arayan O'nu bulur.
- Faydayı ve zararı Allah'ın dışındakilerden bilenler Allah'ın kulu değildir.
- Sufîlerden biri demiş ki: "İnsanlar hakkında Allah'a uy, Allah hakkında insanlara uyma!"
- O'nun uğrunda mücahede edene O hidayet yollarını gösterir.
- Veliliğin şartı gizlenmek, nebiliğin şartı açıklamaktır.
- Nasibin olanı kaybetmezsin, onu senden başkası yiyemez. O başkasının nasibi olmaz.
Nasibini ona hırs göstermekle elde edemezsin.
-Günahların kötü bir kokusu vardır. Allah'ın nuru ile bakanlar bunu anlar, fakat halktan gizler, onları rezil etmezler.
- Akıllı kimse ölümü düşünen ve kaderin getirdiğine razı olandır.
- Allah Teâlâ rızıkların taksimini bitirmiştir. Rızıkta zerre miktarı artma ve eksilme olmayacaktır.
- Dünya herkesi boğacak kadar engin bir denizdir.
- Şöyle denilmiştir: "Şeriatın şahitlik etmediği her hakikat zındıklıktır."
- Allah'ı tanıyan O'nu sever. O'nu seven O'na uyar.
- Zahid olan kalptir, ceset değil
- İlim kılıç, amel el gibidir. El olmadan kılıç kesmez. Kılıç olmadan da el kesmez.
- Belalar kula Cenab-ı Hakk'ın kapısını çalmayı öğretir.
- Derdi de yaratan O'dur, devayı da. O kendisini öğretmek için belaya müptela kılar. Böylece hem bela verebileceğini, hem de bunu kaldırabileceğini gösterir.
- Rabbinizin kereminden dileyin, icabet etse de etmese de O'ndan isteyin. Çünkü O'ndan istemek ibadettir.
- O'nu tanısaydınız, O'nun önünde dilleriniz lal kesilirdi; kalpleriniz ve diğer uzuvlarınız her hâlinde edepli olurdu.
- Salihlerden birisine "Neyi arzu ediyorsun?" diye sorulduğunda, "Arzu etmemeyi arzu ediyorum." diye cevap verdi.
- Sufîlerin yolculukları Hakk'a kurbiyet ülkesinde son bulur.
- Allah'ın takdirini O'nun aleyhine delil yapmayın; çalışın, çabalayın.
- Kader üzerinde durup onu delil göstermemiz uygun değildir. Bilakis biz çalışır, çabalar ve ne itiraz ne de tembellik etmeyiz.
- Sufîler Allah Teâlâ'nın kendisinden başka bir şey istemezler. Onlar nimeti değil, nimet bahşedeni, halkı değil Hâlık'ı isterler.
- Sevenle sevmeyen rıza hâlinde değil, hoşnutsuzluk hâlinde belli olur.
- Marifet ve ilim, öz ile kabuğu birbirinden ayırır.
- Akıllı kişi, işlerin başlangıcına değil, sonucuna bakar.
- İnsanların çoğunun helaki, küçük günahları sebebiyledir.
- İlim öyle bir şeydir ki sen bütün varlığını ona adadığın zaman o sana ancak bir parçasını verir.
- Bilgi hayat, bilgisizlik ölümdür.
- Bu ilim [tasavvuf ilmi], kitap sayfalarından değil, Allah erlerinin ağzından alınır.
- Dünya hikmettir, ahiret ise kudret. Hikmet alet ve sebeplere ihtiyaç duyar, kudret ise duymaz.
- Mümin dünyada, zahid ahirette gariptir. Arif ise Allah'ın dışındaki her yerde gariptir.
- Dünya nefslerin, ahiret kalplerin, Allah ise sırların sevgilisidir.
- Arif, Allah'a her an bir öncekine göre daha yakındır.
- Arif hem dünyada, hem de ahirette yabancıdır.
- Nefsine hiçbir hâli ve makamı nispet etme!
- Âdemoğlunun başına gelen her türlü bela, Rabbinden şikâyet etmesi yüzündendir.
- Amelinin karşılığında ödüllendirilmeyi bekleyen, muhlis değildir.
-* Her şeyde O'nun isimlerinden bir isim mevcuttur, her şeyin ismi O'nun ismindendir.