Geçtiğimiz haftanın favori konularından biri de Atatürk'ün sözde gizli vasiyeti oldu. Kuşkusuz mesele basit bir tarih ya da belge tartışması değildi. Atatürk'ün gizli bir vasiyeti olduğunu ima edenlerinlafıdöndürüp dolaştırıp hilafete bağlamasından da anlaşılacağı üzere asıl tartışılan vasiyet değil hilafetti. Buna göre Atatürk hilafetin kaldırılmasını istememiş ve bu kurumun bir süre sonra tekrar gündeme getirilmesini planlamıştı. Böylece İslam ülkeleri bir araya gelecek ve büyük bir güç oluşturacaktı. Atatürk bu düşüncelerini gizli bir vasiyetname aracılığıyla paylaşmış ve söz konusu vasiyetin ölümünden 50 yıl sonra açıklanmasını istemişti.
1988 yılında Kenan Evren vasiyetnamenin açıklanmasına izin vermemişti.O günden bu yana engellemeler devam etmektedir. Vatikan işin içindedir. Gizli vasiyeti tekrar gündeme getiren ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından "büyük Türk mütefekkiri" diye anılan Aytunç Altındal, kuşkulu bir biçimde ölmüştür ama mesele Altındal'ın "esrarengiz" ölümüyle de sınırlı değildir. Adnan Menderes vasiyetnameden haberdar olduğu için milletvekillerine "Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz" demiş ve Atatürkçü görünen ama aslında Atatürk'e düşman olan 27 Mayısçılar tarafından alaşağı edilmiştir. 12 Eylül Darbesi'nindegizli vasiyetin önünü kesmek için yapılmış olması mümkündür.Vasiyetin açıklanması bir yandan CHP'nin sonunu hazırlarken diğer yandan da AKP'nin tarihi misyonunugözler önüne serecektir.[1] Kısacası Atatürk sanki yıllar öncesinden AKP'nin önünü açmak istemiş ve bu gizli vasiyetnameyi kaleme almıştır. Bundan sonrası vasiyetin halka açıklanmasına ve gerçeklerin ortaya çıkmasına kalmıştır.
BİR KÂHİN OLARAK ATATÜRK
"Gizli vasiyet" iddiasını savunan sadece Aytunç Altındal değildir. Altındal'ın popüler hale getirdiği bu hurafenin bir diğer "eli bayraklı" savunucusu da Atatürk'ün istihbarat subaylarından Mehmet Rıfat Efendi'nin torunu olduğunu söyleyen Meriç Tumluer'dir. Atatürk'ün Hazreti Ali'nin soyundan geldiğini iddia eden Tumluer'e göre ahir zamanın son kademesine gelinmiştir. Kapıyı açacak manevi şifre Atatürk'ün gizli vasiyetidir. Kısacası bu meselenin ilahi bir boyutu da bulunmaktadır. Tumluer bu önemli görevi babası Alaaddin Tumluer'den devraldığını belirtmektedir. Tumluer'e göre Atatürk, ölümünden önce, 1933 doğumlu Alaaddin isimli birisini ve mahdumlarını vasiyeti için görevlendirmiştir.
Tumluer, Atatürk'ün ilahi bir öngörüye sahip olduğuna inanmakta ve bu öngörüye kanıt olarak da gizli vasiyetnamedeki çeşitli ifadeleri göstermektedir. Buna göre Atatürk İkinci Dünya Savaşı'nın ne zaman çıkacağını, Hitler ile Mussolini'nin sonlarını, Sovyetler Birliği'nin hangi tarihte dağılacağını bilmekte ve suikaste uğrayacak bir ABD Başkanı'ndan bahsetmektedir.[2] Bu kadar da değil. Atatürk'e göre mehdi İstanbul'a gelecek; İsa Peygamber Ayasofya'da belirecektir. Bu kadar öngörüye sahip birisinin vasiyetinin açıklanması vazifesini o sıralarda 4-5 yaşında olan bir çocuğa ve onun gelecekteki oğluna vermesine şaşmamak gerekmektedir.
Tumluer'e bu "ilahi" mücadelesinde destek veren bir diğer kişiyse Atatürk'ün parapsikolojik yetenekleri olduğuna inanan Ali Bektan'dır. Bektan da bir kahin şeklinde tasvir ettiği Atatürk'ün gizli vasiyetinin açılmasını istemektedir. Atatürk'ü Nostradamus'a benzeten Bektan aynı zamanda Atatürk ve Parapsikoloji, İslamiyet ve Uzaylılar, Türkler ve Uzaylı Ataları gibi kitapların da yazarıdır. Altındal'ın gizli vasiyet iddiası işte bu fikri temeller üzerinde yükselmektedir.
İDEOLOJİK ÇÜRÜMENİN BOYUTLARI
İnsanın aklına normalde gülünüp geçilecek bu saçmalıkların neden ciddiye alındığı sorusu takılabilir. Yanıt zamanın ruhunda gizlidir. İçinde bulunduğumuz siyasi iklim cumhuriyeti yıkarken hurafeleri baştacı yapmaktadır. Aytunç Altındal gibi birisini "siyasi analizci" ve "büyük mütefekkir" yapan budur. Hilafet iddiası özellikle hükümete yakın çevrelerin iştahını kabartmıştır. Herhalde böyle bir misyonla Ortadoğu'daki "müthiş" başarılarını taçlandıracaklarını hesaplamaktadırlar. Öte yandan gizli vasiyetname saçmalığı yeni rejimin çizmeye çalıştığı "yeni Mustafa Kemal" resmine de uygundur. Bir devrimci olan Atatürk'ün hilafet ve saltanata karşı tavrının cumhuriyetle hesaplaşmaya girişen yeni rejim tarafından kabul edilmesi imkânsızdır. Gizli vasiyet tam da bu noktada devreye girmekte ve bu saçmalık sayesinde dine bakışı AKP'den farksız bir Mustafa Kemal tasvir edilmektedir.Melih Gökçek'in televizyon kanalının konuyla ilgili program yapması,YeniAkit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın meselenin bir an önce aydınlanmasını ve vasiyetin açıklanmasını istemesi boşuna değildir[3].
Görüldüğü üzere Atatürk'ün gizli vasiyetnamesi üzerine yapılan tartışmaların ciddiye alınabilir hiçbir tarafı yoktur. Söz konusu tartışmalar sadece cumhuriyet düşmanlarının beslendiği ideolojik zemini göstermesi açısından anlamlıdır. Atatürk'ün gizli vasiyeti safsatasıesasında yeni rejimin vasilerinin kimler olduğunu gözler önüne sermektedir. Cumhuriyeti ortadan kaldırmaya çalışanların kalibreleri bu kadardır. Çürümekte ve çürüdükçe hurafelere daha fazla sarılmaktadırlar. Daha düne kadar Türkiye'nin devrimci birikimini Yahudi-Dönme-mason ilan edenlerin bugün uzaylılara ve kehanetlere inananlardan medet umar hale gelmeleri, eşyanın tabiatına uygundur.
Haluk Hepkon
Odatv.com
DİPNOTLAR:
[1]http://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/604633-ataturkun-gizli-vasiyeti-ve-akpnin-tarihi-misyonu
[2]http://www.islambirligi.org.tr/dergi/oku/ataturkun+gizlenen+vasiyeti+meric+tumluerle+roportaj_40.html
[3]http://www.habervaktim.com/yazar/62473/ve-aralik.html
1988 yılında Kenan Evren vasiyetnamenin açıklanmasına izin vermemişti.O günden bu yana engellemeler devam etmektedir. Vatikan işin içindedir. Gizli vasiyeti tekrar gündeme getiren ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından "büyük Türk mütefekkiri" diye anılan Aytunç Altındal, kuşkulu bir biçimde ölmüştür ama mesele Altındal'ın "esrarengiz" ölümüyle de sınırlı değildir. Adnan Menderes vasiyetnameden haberdar olduğu için milletvekillerine "Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz" demiş ve Atatürkçü görünen ama aslında Atatürk'e düşman olan 27 Mayısçılar tarafından alaşağı edilmiştir. 12 Eylül Darbesi'nindegizli vasiyetin önünü kesmek için yapılmış olması mümkündür.Vasiyetin açıklanması bir yandan CHP'nin sonunu hazırlarken diğer yandan da AKP'nin tarihi misyonunugözler önüne serecektir.[1] Kısacası Atatürk sanki yıllar öncesinden AKP'nin önünü açmak istemiş ve bu gizli vasiyetnameyi kaleme almıştır. Bundan sonrası vasiyetin halka açıklanmasına ve gerçeklerin ortaya çıkmasına kalmıştır.
BİR KÂHİN OLARAK ATATÜRK
"Gizli vasiyet" iddiasını savunan sadece Aytunç Altındal değildir. Altındal'ın popüler hale getirdiği bu hurafenin bir diğer "eli bayraklı" savunucusu da Atatürk'ün istihbarat subaylarından Mehmet Rıfat Efendi'nin torunu olduğunu söyleyen Meriç Tumluer'dir. Atatürk'ün Hazreti Ali'nin soyundan geldiğini iddia eden Tumluer'e göre ahir zamanın son kademesine gelinmiştir. Kapıyı açacak manevi şifre Atatürk'ün gizli vasiyetidir. Kısacası bu meselenin ilahi bir boyutu da bulunmaktadır. Tumluer bu önemli görevi babası Alaaddin Tumluer'den devraldığını belirtmektedir. Tumluer'e göre Atatürk, ölümünden önce, 1933 doğumlu Alaaddin isimli birisini ve mahdumlarını vasiyeti için görevlendirmiştir.
Tumluer, Atatürk'ün ilahi bir öngörüye sahip olduğuna inanmakta ve bu öngörüye kanıt olarak da gizli vasiyetnamedeki çeşitli ifadeleri göstermektedir. Buna göre Atatürk İkinci Dünya Savaşı'nın ne zaman çıkacağını, Hitler ile Mussolini'nin sonlarını, Sovyetler Birliği'nin hangi tarihte dağılacağını bilmekte ve suikaste uğrayacak bir ABD Başkanı'ndan bahsetmektedir.[2] Bu kadar da değil. Atatürk'e göre mehdi İstanbul'a gelecek; İsa Peygamber Ayasofya'da belirecektir. Bu kadar öngörüye sahip birisinin vasiyetinin açıklanması vazifesini o sıralarda 4-5 yaşında olan bir çocuğa ve onun gelecekteki oğluna vermesine şaşmamak gerekmektedir.
Tumluer'e bu "ilahi" mücadelesinde destek veren bir diğer kişiyse Atatürk'ün parapsikolojik yetenekleri olduğuna inanan Ali Bektan'dır. Bektan da bir kahin şeklinde tasvir ettiği Atatürk'ün gizli vasiyetinin açılmasını istemektedir. Atatürk'ü Nostradamus'a benzeten Bektan aynı zamanda Atatürk ve Parapsikoloji, İslamiyet ve Uzaylılar, Türkler ve Uzaylı Ataları gibi kitapların da yazarıdır. Altındal'ın gizli vasiyet iddiası işte bu fikri temeller üzerinde yükselmektedir.
İDEOLOJİK ÇÜRÜMENİN BOYUTLARI
İnsanın aklına normalde gülünüp geçilecek bu saçmalıkların neden ciddiye alındığı sorusu takılabilir. Yanıt zamanın ruhunda gizlidir. İçinde bulunduğumuz siyasi iklim cumhuriyeti yıkarken hurafeleri baştacı yapmaktadır. Aytunç Altındal gibi birisini "siyasi analizci" ve "büyük mütefekkir" yapan budur. Hilafet iddiası özellikle hükümete yakın çevrelerin iştahını kabartmıştır. Herhalde böyle bir misyonla Ortadoğu'daki "müthiş" başarılarını taçlandıracaklarını hesaplamaktadırlar. Öte yandan gizli vasiyetname saçmalığı yeni rejimin çizmeye çalıştığı "yeni Mustafa Kemal" resmine de uygundur. Bir devrimci olan Atatürk'ün hilafet ve saltanata karşı tavrının cumhuriyetle hesaplaşmaya girişen yeni rejim tarafından kabul edilmesi imkânsızdır. Gizli vasiyet tam da bu noktada devreye girmekte ve bu saçmalık sayesinde dine bakışı AKP'den farksız bir Mustafa Kemal tasvir edilmektedir.Melih Gökçek'in televizyon kanalının konuyla ilgili program yapması,YeniAkit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın meselenin bir an önce aydınlanmasını ve vasiyetin açıklanmasını istemesi boşuna değildir[3].
Görüldüğü üzere Atatürk'ün gizli vasiyetnamesi üzerine yapılan tartışmaların ciddiye alınabilir hiçbir tarafı yoktur. Söz konusu tartışmalar sadece cumhuriyet düşmanlarının beslendiği ideolojik zemini göstermesi açısından anlamlıdır. Atatürk'ün gizli vasiyeti safsatasıesasında yeni rejimin vasilerinin kimler olduğunu gözler önüne sermektedir. Cumhuriyeti ortadan kaldırmaya çalışanların kalibreleri bu kadardır. Çürümekte ve çürüdükçe hurafelere daha fazla sarılmaktadırlar. Daha düne kadar Türkiye'nin devrimci birikimini Yahudi-Dönme-mason ilan edenlerin bugün uzaylılara ve kehanetlere inananlardan medet umar hale gelmeleri, eşyanın tabiatına uygundur.
Haluk Hepkon
Odatv.com
DİPNOTLAR:
[1]http://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/604633-ataturkun-gizli-vasiyeti-ve-akpnin-tarihi-misyonu
[2]http://www.islambirligi.org.tr/dergi/oku/ataturkun+gizlenen+vasiyeti+meric+tumluerle+roportaj_40.html
[3]http://www.habervaktim.com/yazar/62473/ve-aralik.html
