Nuti
Forum Üyesi
- Katılım
- 13 Eyl 2022
- Mesajlar
- 734
- Puanları
- 0
Ana başa taç imiş!
Dünyayı ak sütünün ak iklimi ile aydınlatan analar!
Her anınız mutlu,
Her gününüz kutlu olsun.
Cennet anahtarı,
Ayakları altıda saklı olduğu,
Peygamber müjdesiyle serfiraz,
Mübarek analar.
Dünya,
Sizin Mesih soluklarınızla hayat buldu,
Sizin yed-i beyzanızla şekillendi.
Allah nebileri bile beşere,
Sizin şefkat elinizle hediye etti.
O kutlu elleri öpülesi Analar.
Doğarken hayatını,
Beslerken rahatını,
Bir bedel beklemeden,
Seve, seve ortaya koyan,
Dudaklarında dua çiçekleri açan,
Can yongamız,
Gönül goncamız
Analar.
Öperiz ellerinizden,
Gönlümüzün ta derinliklerinden.
Güneşin yedi rengi gibi kuşatsın yedi iklimini dünyanın,
Sevginiz,
Şefkatiniz,
Merhametiniz,
Ve sonsuz muhabbetiniz.
Kovsun karanlıkları geldikleri o uğursuz şeytanlar diyarına,
Ulaştırsın insanlığı aydınlık yarınlara.
Zaman zaman unutmuş gibi davransak ta,
İnanın sizi hiç unutmadık.
Asla!
Asla!
Unutmadık,
Unutamadık ki,
Tatlı sesinizi,
Ilık nefesinizi!
Şefkat kanatlarınızı hep üstümüzde,
Hayır dualarınızı hep arkamızda his ettik.
Sizin öğretilerinizle baktık yarınlara.
Ama bugün bir başka,
Günah mı çıkarıyoruz ne?
Yeniden hatırladık
Gönlümüzün derinliklerindeki
Unutulmaya terk etmiş olduğumuz
O kutsal duyguyu,
O sonsuz sevgiyi.
Kaldırmaya çalışıyoruz,
Dünyanın, sizinle aramıza giren kendi gibi ruhsuz,
soğuk sevgilerini ve sevgililerini.
Anladık ki, büyümüş ana baba olmuş,
Hatta yaşlanıp dede, nine olmuş olsak ta,
Sizsiz olmuyor,
Anasız gönüller huzur bulmuyor.
Gördük ve eskilerin eskimeyen sözü
“Ana başa taç imiş,
Her derde ilaç imiş.
Bir evlat Pir olsa da anaya muhtaç imiş.”
Hakikati dudaklarımızda terennüme başlıyor.
Manevi varlığınıza olan muhtaçlık inkisarı içinde
“Ağlarsa anam ağlar,
gerisi yalan ağlar.”
Deyip ağyardan yüz çevirip,
Bugüne kadar sizi ağlattıklarımıza,
İçin için,
ağlayarak,
Büyük veli Hace Ahmet Yesevi gibi
“Tövbe Yarabbi rah-ı hataya gittiğime,
Bilerek ettiğime, bilmeyerek ettiğime.”deyip,
Biz evlatlar olarak
Size verdiğimiz eza ve cefadan dolayı
Af edici merhametinizi,
Bir daha istismar edip,
Şu asrın ruhsuz efkarının
Bize aşılamış olduğu vefasızlık
Ve nankörlüğünün tekrar edeceğini
Bile bile,
Bir daha,
Bir daha
Affımızı önce yüce yaratıcımızdan
Sonrada bütün annelerden,
Vefasız evlatlar adına diler ve dileniriz.
Necdet EREM.
Dünyayı ak sütünün ak iklimi ile aydınlatan analar!
Her anınız mutlu,
Her gününüz kutlu olsun.
Cennet anahtarı,
Ayakları altıda saklı olduğu,
Peygamber müjdesiyle serfiraz,
Mübarek analar.
Dünya,
Sizin Mesih soluklarınızla hayat buldu,
Sizin yed-i beyzanızla şekillendi.
Allah nebileri bile beşere,
Sizin şefkat elinizle hediye etti.
O kutlu elleri öpülesi Analar.
Doğarken hayatını,
Beslerken rahatını,
Bir bedel beklemeden,
Seve, seve ortaya koyan,
Dudaklarında dua çiçekleri açan,
Can yongamız,
Gönül goncamız
Analar.
Öperiz ellerinizden,
Gönlümüzün ta derinliklerinden.
Güneşin yedi rengi gibi kuşatsın yedi iklimini dünyanın,
Sevginiz,
Şefkatiniz,
Merhametiniz,
Ve sonsuz muhabbetiniz.
Kovsun karanlıkları geldikleri o uğursuz şeytanlar diyarına,
Ulaştırsın insanlığı aydınlık yarınlara.
Zaman zaman unutmuş gibi davransak ta,
İnanın sizi hiç unutmadık.
Asla!
Asla!
Unutmadık,
Unutamadık ki,
Tatlı sesinizi,
Ilık nefesinizi!
Şefkat kanatlarınızı hep üstümüzde,
Hayır dualarınızı hep arkamızda his ettik.
Sizin öğretilerinizle baktık yarınlara.
Ama bugün bir başka,
Günah mı çıkarıyoruz ne?
Yeniden hatırladık
Gönlümüzün derinliklerindeki
Unutulmaya terk etmiş olduğumuz
O kutsal duyguyu,
O sonsuz sevgiyi.
Kaldırmaya çalışıyoruz,
Dünyanın, sizinle aramıza giren kendi gibi ruhsuz,
soğuk sevgilerini ve sevgililerini.
Anladık ki, büyümüş ana baba olmuş,
Hatta yaşlanıp dede, nine olmuş olsak ta,
Sizsiz olmuyor,
Anasız gönüller huzur bulmuyor.
Gördük ve eskilerin eskimeyen sözü
“Ana başa taç imiş,
Her derde ilaç imiş.
Bir evlat Pir olsa da anaya muhtaç imiş.”
Hakikati dudaklarımızda terennüme başlıyor.
Manevi varlığınıza olan muhtaçlık inkisarı içinde
“Ağlarsa anam ağlar,
gerisi yalan ağlar.”
Deyip ağyardan yüz çevirip,
Bugüne kadar sizi ağlattıklarımıza,
İçin için,
ağlayarak,
Büyük veli Hace Ahmet Yesevi gibi
“Tövbe Yarabbi rah-ı hataya gittiğime,
Bilerek ettiğime, bilmeyerek ettiğime.”deyip,
Biz evlatlar olarak
Size verdiğimiz eza ve cefadan dolayı
Af edici merhametinizi,
Bir daha istismar edip,
Şu asrın ruhsuz efkarının
Bize aşılamış olduğu vefasızlık
Ve nankörlüğünün tekrar edeceğini
Bile bile,
Bir daha,
Bir daha
Affımızı önce yüce yaratıcımızdan
Sonrada bütün annelerden,
Vefasız evlatlar adına diler ve dileniriz.
Necdet EREM.