Kainat Gülü Hz.Muhammed (s.a.v) hemen herkese karsi gülümseyen bir çehre ile sefkat ve sevgi gösterirdi. Onaylamadigi olaylar karsisinda hafifçe yüzü kizarir, alninin ortasindaki damarlar çikar, ancak kimseye karsi kirici bir kizginlik sergilemezdi.
Çok gülmenin,kahkahalarla kendinden geçmenin kalbi öldürdügünü isaret eden Allah Rasülü, müminin mümine tebessüm göstermesini sadaka saymisti. Genelde tebessüm eden, nadiren disleri görünecek derecede gülen Efendimiz, bazi olaylar karsisinda gülmüs, hatta yalansiz hakiki esprilerle insanlari güldürmüstür. Simdi, Gülü gülümseten birkaç sahne izleyelim:
Inanmazsan Omzum Sahit:
Mekke fethedilmis, Islam'in zafer kazanan ordusu teblig yapmak üzere yakin kabilelere dogru yürüyor. Rasülullah'a süt anneligi yapan Halime'nin kabilesi Sâd Ogullari da bu kabilelerden. Sâd Ogullarindan küçük çapli direnis gösterenler olsa da Islam'i kabul ediyorlar.
Rasülullah bizzat el tutmak seklinde siraya giren erkeklerle biatlesirken;
Onu görmekte israr eden bir hanima Islam askerleri engel oluyor.
Hanim:
"Ben onun kardesiyim, mutlaka Onunla konusacagim, birakin beni!" diye
feryat ederken uzaktan olayi izleyen Allah Rasülü:"Birakin gelsin" buyurunca hanim huzura geliyor.Aralarinda su konusma geçiyor:
-Ey Muhammed, ben senin kardesinim. Küçük yasta bizim kabilemizde annem Halime sana süt verdi. Biz süt kardesiz ya Muhammed! Süt kardesin Seyma'yi hatirlamadin mi?
Aradan 50 yili askin bir süre geçmis. Henüz 3-5 yaslarinda süt kardesleri
ile birlikte olmus, bir daha onlari hiç görmemis Rasül. Konusan kisinin
Seyma oldugundan emin olmak istiyor:
-Nereden bileyim senin Seyma oldugunu? Delilin ne?
Hz.Seyma durum karsisinda bunaliyor. Yayla günlerinden misaller veriyor. Nasil oyun oynadiklarini, keçileri kovaladiklarini, kir çiçeklerinden
demetler yaptiklarini anlatiyor bir bir. Ancak Rasül ikna olacak gibi degil.
Tekrarliyor:
-Bana açikça bir delil göster! Ne bilelim senin Seyma oldugunu.
Hz.Seyma son bir gayretle konusuyor:
-Tamam, iste sana delilim, simdi göreceksin!..
Gömleginin dügmelerini çözüp sol omzunu açtiktan sonra Rasüle:
-Muhammed, hani bir gün süt kardesin Abdullah'la çayirda güres tutmustunuz da sen onu yenmek üzere iken ben kardesimi kollamak üzere araya girmistim. Sen de o zaman var gücünle bana yönelmis, omzumu isirmistin!.. Bak yillar geçti dis izlerin hala omzumda. Bunu da mi hatirlamadin?
Rasülullah, basini çevirir:
-Tamam, kapat omzunu Allah iyiligini versin!..
Bunu derken Rasül, Seyma'nin ispat gayretinden öyle hoslanir ki; uzun süre gülmekten kendini alamaz. Olayi hatirlamistir. Seyma kelime-i sehadet getirir.
Rasül: "Seyma'ya ikramda bulunun, ganimetlerden hediyeler verin" diye emir buyurur.
-----------------------------------------------------------
Yasli Kadinlarin Cennette Yeri Yok?
Medine'li ihtiyar kadinlardan biri Rasüle gelir.Gayet samimi bir istekle sorar:"Ya Rasulallah ben cennete girebilecek miyim?"
Rasül:
-Yasli kadinlarin cennette yeri yok!..
Bunun üzerine derin bir hayal kirikligi yasayan kadin iç çekerek, aglayarak evine dogru yönelir. Rasül tebessüm eder, son derece keyifle güler.
Ardindan seslenir:
-Gel, geeeel... Bak dinle!.. Yasli kadinlarin cennette yeri yok, çünkü oraya yasli degil, olgun ve zinde bir yasta gireceksin!..
Bunun üzerine ihtiyat kadin gözyaslarini siler, yüzünde aldigi müjdenin
sevinç piriltilari ve minnetle oradan ayrilir.
----------------------------------------------------------------
Suratimiz Bulamaç Oldu:
Aise-i Hümeyra(r. a) anlatiyor: "Bir miktar un bulamaci pisirip getirdim. Rasülullah (s. a.v) diger esi Sevde ile benim aramda oturuyordu. Sevde'ye "Buyur bu yemekten ye!" dedim. O yemek istemedi.
Tekrar; "Ye!" diye israr ettiysem de yine O, yemekten kaçindi.
Ben bu sefer; "Ya yersin,ya da yüzüne gözüne sivastiririm!" dedim ama O
yine yemedi. Ben bunun üzerine elimi bulamacin içene sokup Onun yüzüne çaldim. Rasülullah(s. a.v) güldü ve kenara çekilip Sevde'ye: "Sen de onun yüzüne sür!" dedi.O da benim yüzüme sürdü. Nebi (Aleyna Ve Aleykum Selam.) bizi seyrederken uzun uzun güldü.
O esnada Hz.Ömer (r.a) hane-i saadetin kapisina gelerek; "Ya Abdullah!"
diye seslendi. Cenab-i Rasül ( s.a.v) O'nun içeriye girecegini sanarak bize:
"Kalkin yüzlerinizi yikayin" dedi.
Ben, Rasülullah (s. a.v)'in Ömer (r. a)' den çekinmesinden dolayi, daima
Ömer'den korkardim. O gün hücremizde bir senlik havasi esmis, Rasül çok keyiflenmisti.
***
Henüz gerçek manada tanimlanamayan insanoglunu tarife çalisan cümlelerden biri de "Gülen tek canli" olmasi.
Gülmek; yüzünüzde güller açmasi demek.
Gülmek; sevgiyi sevilene izhar etmek.
Gülmek; nefretle bakana hükmen galip gelmek.
Gülmek; gönül kalelerini silahsiz fethetmek!..
Gülmek yakisirdi Efendime!...
Surat asmak Ebu Cehillerin olsun!..
Mümin; gülümseyen, güldügünde simasinda Cemalullah seyredilen insandir.
Lütfen gülümseyiniz!...
alıntı
Çok gülmenin,kahkahalarla kendinden geçmenin kalbi öldürdügünü isaret eden Allah Rasülü, müminin mümine tebessüm göstermesini sadaka saymisti. Genelde tebessüm eden, nadiren disleri görünecek derecede gülen Efendimiz, bazi olaylar karsisinda gülmüs, hatta yalansiz hakiki esprilerle insanlari güldürmüstür. Simdi, Gülü gülümseten birkaç sahne izleyelim:
Inanmazsan Omzum Sahit:
Mekke fethedilmis, Islam'in zafer kazanan ordusu teblig yapmak üzere yakin kabilelere dogru yürüyor. Rasülullah'a süt anneligi yapan Halime'nin kabilesi Sâd Ogullari da bu kabilelerden. Sâd Ogullarindan küçük çapli direnis gösterenler olsa da Islam'i kabul ediyorlar.
Rasülullah bizzat el tutmak seklinde siraya giren erkeklerle biatlesirken;
Onu görmekte israr eden bir hanima Islam askerleri engel oluyor.
Hanim:
"Ben onun kardesiyim, mutlaka Onunla konusacagim, birakin beni!" diye
feryat ederken uzaktan olayi izleyen Allah Rasülü:"Birakin gelsin" buyurunca hanim huzura geliyor.Aralarinda su konusma geçiyor:
-Ey Muhammed, ben senin kardesinim. Küçük yasta bizim kabilemizde annem Halime sana süt verdi. Biz süt kardesiz ya Muhammed! Süt kardesin Seyma'yi hatirlamadin mi?
Aradan 50 yili askin bir süre geçmis. Henüz 3-5 yaslarinda süt kardesleri
ile birlikte olmus, bir daha onlari hiç görmemis Rasül. Konusan kisinin
Seyma oldugundan emin olmak istiyor:
-Nereden bileyim senin Seyma oldugunu? Delilin ne?
Hz.Seyma durum karsisinda bunaliyor. Yayla günlerinden misaller veriyor. Nasil oyun oynadiklarini, keçileri kovaladiklarini, kir çiçeklerinden
demetler yaptiklarini anlatiyor bir bir. Ancak Rasül ikna olacak gibi degil.
Tekrarliyor:
-Bana açikça bir delil göster! Ne bilelim senin Seyma oldugunu.
Hz.Seyma son bir gayretle konusuyor:
-Tamam, iste sana delilim, simdi göreceksin!..
Gömleginin dügmelerini çözüp sol omzunu açtiktan sonra Rasüle:
-Muhammed, hani bir gün süt kardesin Abdullah'la çayirda güres tutmustunuz da sen onu yenmek üzere iken ben kardesimi kollamak üzere araya girmistim. Sen de o zaman var gücünle bana yönelmis, omzumu isirmistin!.. Bak yillar geçti dis izlerin hala omzumda. Bunu da mi hatirlamadin?
Rasülullah, basini çevirir:
-Tamam, kapat omzunu Allah iyiligini versin!..
Bunu derken Rasül, Seyma'nin ispat gayretinden öyle hoslanir ki; uzun süre gülmekten kendini alamaz. Olayi hatirlamistir. Seyma kelime-i sehadet getirir.
Rasül: "Seyma'ya ikramda bulunun, ganimetlerden hediyeler verin" diye emir buyurur.
-----------------------------------------------------------
Yasli Kadinlarin Cennette Yeri Yok?
Medine'li ihtiyar kadinlardan biri Rasüle gelir.Gayet samimi bir istekle sorar:"Ya Rasulallah ben cennete girebilecek miyim?"
Rasül:
-Yasli kadinlarin cennette yeri yok!..
Bunun üzerine derin bir hayal kirikligi yasayan kadin iç çekerek, aglayarak evine dogru yönelir. Rasül tebessüm eder, son derece keyifle güler.
Ardindan seslenir:
-Gel, geeeel... Bak dinle!.. Yasli kadinlarin cennette yeri yok, çünkü oraya yasli degil, olgun ve zinde bir yasta gireceksin!..
Bunun üzerine ihtiyat kadin gözyaslarini siler, yüzünde aldigi müjdenin
sevinç piriltilari ve minnetle oradan ayrilir.
----------------------------------------------------------------
Suratimiz Bulamaç Oldu:
Aise-i Hümeyra(r. a) anlatiyor: "Bir miktar un bulamaci pisirip getirdim. Rasülullah (s. a.v) diger esi Sevde ile benim aramda oturuyordu. Sevde'ye "Buyur bu yemekten ye!" dedim. O yemek istemedi.
Tekrar; "Ye!" diye israr ettiysem de yine O, yemekten kaçindi.
Ben bu sefer; "Ya yersin,ya da yüzüne gözüne sivastiririm!" dedim ama O
yine yemedi. Ben bunun üzerine elimi bulamacin içene sokup Onun yüzüne çaldim. Rasülullah(s. a.v) güldü ve kenara çekilip Sevde'ye: "Sen de onun yüzüne sür!" dedi.O da benim yüzüme sürdü. Nebi (Aleyna Ve Aleykum Selam.) bizi seyrederken uzun uzun güldü.
O esnada Hz.Ömer (r.a) hane-i saadetin kapisina gelerek; "Ya Abdullah!"
diye seslendi. Cenab-i Rasül ( s.a.v) O'nun içeriye girecegini sanarak bize:
"Kalkin yüzlerinizi yikayin" dedi.
Ben, Rasülullah (s. a.v)'in Ömer (r. a)' den çekinmesinden dolayi, daima
Ömer'den korkardim. O gün hücremizde bir senlik havasi esmis, Rasül çok keyiflenmisti.
***
Henüz gerçek manada tanimlanamayan insanoglunu tarife çalisan cümlelerden biri de "Gülen tek canli" olmasi.
Gülmek; yüzünüzde güller açmasi demek.
Gülmek; sevgiyi sevilene izhar etmek.
Gülmek; nefretle bakana hükmen galip gelmek.
Gülmek; gönül kalelerini silahsiz fethetmek!..
Gülmek yakisirdi Efendime!...
Surat asmak Ebu Cehillerin olsun!..
Mümin; gülümseyen, güldügünde simasinda Cemalullah seyredilen insandir.
Lütfen gülümseyiniz!...
alıntı